Pazar, Aralık 18

Türkilizce sözlük

Kimilerine göre Plaza dili, kimilerine göre Maslak dili, bense Türkilizce diyorum. Bu çalışma yurdum insanın en eğitimli kesiminin kendi diliyle olan imtihanını simgeliyor. Fark ettiyseniz daha çok plazalarda çalışan insanların konuştuğu garip bir dil epeydir kulağımızı tırmalıyor. Bilgi teknolojileri çağında "bilgisayar" kadar güzel bir kelime türetebilmiş dilimiz, onun getirdiği yeni araç ve eylemlere yönelik kelimeler türetmekte geri kalınca günlük kullandığımız dil de bir tuhaflaştı. Bilgi teknolojileri ve pazarlama sektörü ile haşır neşir olanların daha sık düştüğü bu tuzak, hepimizin zaman zaman dilinin kaymasına neden oluyor. Türkilizce, sanılanın aksine yurt dışında yaşamış insanlardan değil, uluslararası yabancı şirketlerde çalışan bu grup dil özürlüden doğdu. Ana dilinde doğru kelimeyi bulamadığı için ingilizcesini kullanmak kimilerini üzse de kimileri bu durumu ingilizce bildiklerinin kanıtı zannediyor. Ne Türkçe'yi ne de İngilizce'yi düzgün konuşamayan bu insanların kendi dillerine iyice yabancılaşarak artık türkçe karşılığı daha kolay olan kelimeler için bile ingilizce tamlamalar kullanmaları bu garip dili daha da çok besledi. İşte bu, Türkilizce'nin bilgisayar terminolojisinden doğan birkaç kelimenin çok ötesine geçip kendi başına bir dil olmasının öncüsü oldu.

"Follow ettiklerimizin yazdıkları postlardan involve olduğumuz kadarıyla aklımıza save edilen" bu yeni dil Türkçe'mizi öldürüyor. Yaygın olarak etmek ve olmak fiilleri ile oluşturulan bu tamlamaların bir çoğu ne yazıkki artık bize doğal geliyor.

Dil bilimci değilim, Türkçe'yi en iyi şekilde kullandığıma yönelik bir iddiam da yok ama bu durum beni o kadar rahatsız eder bir hale geldi ki, bir taraftan kendimi bu tür çarpık kullanımlardan uzak tutmaya çalışırken, bir taraftan da duyduğum bu acayip tamlamaları not etmeye başladım. Bu tamlamaların hiçbirini uydurmadığımı ve hepsini duyduğumu özellikle belirtmek istiyorum. Tamlamaların karşısına karşılıklarını veya en azından bu sözcük öbeği ile ne kastedildiğini de yazmaya çalıştım ki bir faydam olsun.

İşte pek çok büyük şirket çalışanının farkında olmadan katkıda bulunduğu Türkilizce sözlüğüm. 

Agile olmak: Çevik olmak

Aline olmak: Sıralanmak (eş zamanlı olmak anlamında kullanılıyor)
Aloke etmek: Tahsis etmek
Assign etmek: Görev atamak
Avoid etmek: Önlem almak, önlemek
Big picture'ı görmek: Büyük resmi görmek
Bold yapmak: Kalınlaştırmak
Book etmek: Yer ayırtmak
Challenge etmek: Meydan okumak
Check etmek: Kontrol etmek
Clarify etmek: Açığa kavuşturmak
Collaborate olmak: İşbirliği yapmak
Combine etmek: Eşleştirmek, bir araya getirmek
Come out etmek: Açıklamak
Communicate etmek: İletişim kurmak, iletişimini yapmak
Concernü olmak: Endişesi olmak
Contribute etmek: Katkıda bulunmak
Convince etmek: İkna etmek
Cover etmek: Kapsamak
Date etmek: Çıkmak
Deal etmek: Anlaşmak (pazarlık etmek gibi de kullanılıyor)
Declare etmek: Beyan etmek
Discuss etmek: Tartışmak
Domine etmek: Üstünlük kurmak
Down olmak: Üzülmek, moralinin bozulması
End-up etmek: Düşmek, boylamak
Fail olmak: Başarısız olmak
Favor yapmak: İyilik yapmak
First Priority'si olmak: İlk önceliği olmak
Fit olmak: Formda olmak
Fixlemek: Sabitlemek
Focus olmak: Odaklanmak
Follow etmek: Takip etmek
Forward etmek: İletmek
Frustrate olmak: Hayal kırıklığı yaşamak, (Derin bir üzüntüyü de belirtiyor olabilir)
Handle etmek: Başa çıkmak
Highlight etmek: Altını çizmek, belirginleştirmek
Host etmek: Evsahipliği yapmak
Ignore etmek: Görmezden gelmek, gözardı etmek
Insight vermek/almak: Bilgi vermek
Insist etmek: Israr etmek
Involve olmak: Dahil olmak
Join etmek: Katılmak
Justify etmek: Doğrulamak
Lead etmek: Liderlik etmek
Like etmek: Beğenmek
Linklemek: Bağlanmak, Bağlantı kurmak
Manage etmek: İdare etmek
Match etmek: Eşleştirmek
Mean etmek: Kastetmek
Merge etmek: Birleştirmek
Mindset'i değiştirmek: Düşünce yapısını değiştirmek
Offer etmek: Teklif etmek
Peak yapmak: Zirveye, en üst seviyeye ulaşmak
Penetre etmek: Nüfuz etmek (basketboldaki değil)
Post etmek: Yayınlamak
Process etmek: İşlemek
Promote etmek: Tanıtmak, parlatmak
Push etmek: Bastırmak
Question etmek: Sorgulamak
Raise etmek: Yükseltmek, artırmak
Read etmek: Okumak
Refere etmek: Kaynak göstermek
Refresh etmek: Yenilemek
Resetlemek: Yeniden başlatmak
Reply yapmak: Cevap vermek
Report etmek: Rapor vermek
Revize etmek: Düzenlemek, Düzeltmek
Run etmek: Çalıştırmak, yürütek
Save etmek: Kaydetmek
Send etmek: Göndermek
Set etmek: Belirlemek
Schedule etmek: Tarih belirlemek, Gün belirlemek
Search etmek: Aramak, araştırmak
Share etmek: Paylaşmak
Speak etmek: Konuşmak
Speech yapmak: Konuşma yapmak
Submit etmek: Sunmak, Teslim etmek
Sum up etmek: Özetlemek
Support etmek: Desteklemek
Tricklere gelmemek: Kanmamak
Trigger etmek: Tetiklemek
Update olmak/etmek: Güncellemek/ Güncel olmak
Waouw olmak: Etkilenmek, şaşırmak
Wrap up etmek: Toparlamak

* Yorumlarla sürekli güncellenmektedir. Katkılarınızı bekliyorum. Katkıda bulunanlara da teşekkürler

8 yorum:

  1. speak etmek var,
    speech yapmak var..

    YanıtlaSil
  2. "Clarify etmek" açıklamak değil açıklığa kavuşturmak olmalı. "Declare etmek" açıklamak değil beyan etmek olmalı.

    YanıtlaSil
  3. contribute etmek: katkıda bulunmak
    send etmek : göndermek (mail için kullanılır)
    read etmek : okumak (mail için kullanılır)
    wow olmak : şaşırmak, etkilenmek
    ajite olmak : rahatsız olmak,

    şimdilik sadece mastarlıları yazdım aklıma gelen.... mastarsızlar var bir de, "onun boyfriendi" tarzı..

    YanıtlaSil
  4. Wow olmak frustrate olmakla beraber favorilerim arasında nasıl unuttum :)

    YanıtlaSil
  5. event yapmak: etkinlik düzenlemek
    check in yaptırmak: giriş yapmak, kayıt yaptırmak, vs
    check out yapmak: çıkış yapmak, kontrol etmek
    scan etmek: taramak
    copy-paste yapmak: kopya-yapıştır yapmak
    forward etmek veya forwardlamak: yanıtlamak
    push etmek: itmek, doğum sırasında ıkınmak

    İlk anda aklıma gelenler. Bu konuyu ele aldığınız için teşekkürler. Böylesine özenti bir millet olamaz.

    YanıtlaSil
  6. outsource etmek: hizmet alımı, taşere etmek vb

    YanıtlaSil
  7. diline hakim olamayan, aşağılık (yetersizlik) hislerini komplekslerini ve kendine güven sorununu kullandığı bir iki yabancı kelime ile bastırmaya çalışan diplomalı olgunlaşmamış bu genç veya orta yaşa yaklaşmış arkadaşlarımız hoş görmek ve yumuşak dille uyarmak ve dilimize sadece tecavüz ettiklerini değil aynı zamanda işkenceyi sadece dile değil konuştukları kimselere de yaptıklarını, kendilerini de gülünç duruma düşürdüklerini dostça ifade etmek lazım . Zira bizde bu nüansları yakalasak dahi kendimizde zaman zaman bir sürü yabancı kelimeyi karman karışık kullanıyoruz . Benim ön yargım İNGİLİZCE dili kelime sayısının artışını nasıl başardığını öğrenmemle biraz değişti. İngilizce en kolay yabancı kelime içine alan dil imiş . Bu sayede kelime sayısında dünyada ilk 3 te olduğu söyleniyor. Yani yabancı kelimeler dilimizi sakat hale mi getiriyor yoksa zenginleştiriyor mu ? dilbilimcilere sormak lazım ben mühendisim . Azerbaycan da Ripablikamızın prezidenti Aliyev(cumhuriyetimizin başkanı) diye başlayan haberleri dinleyince ..... Şuda paradoks , farsça olan ancak 300 -500 yıldır Türkçede kullanılan istiklal , istikbal , aşk , meşk vs kelimelere gıcık olmayıp , future (gelecek) palanlarımız diyen birine gıcık oluyoruz . Future kelimesi yüzünden , planda aslında NET bir ingilizce kelime ..... Herhalde buradaki püf noktası karşıdakine en kolay iyi analtabilmek ve anlayabilmek , gerisi hikaye . Bu konuda HATEMİ hoca benim en beğendiğim konuşanlardan dır....

    YanıtlaSil
  8. Bir reklamcı olarak, bizim sektörü bu anlamda hiç bir sektör geçemez. Bu kelimeleri kullanmayınca bir de cahil gibi konumlandırmalar falan off. Halimiz hiç hoş değil.

    YanıtlaSil