Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazar, Şubat 6

Günün Seçkisi #21 : Kitap - Dublörün Dilemması

Klişe gibi gelir ama bana doğum günümde kitap alan insanları pek severim. Hele de yani farklı bir şeyler gelirse pek bir mutlu oluyorum. Dublörün Dilemması da bu yolla elime geçti. Selin arkadaşım kendi okumuş, çok beğenmiş benimle paylaşmış.

Son dönemlerde dizüstü edebiyat ve popüler köşe yazarlığı ile basitleşmeye giden yazar diline, çok öncelerde savaş açmış biri Murat Menteş. Kelimeleri ve bilgisini bu kadar iyi kullanan bir insan az gördüm. Olay sadece bilgi küpü olmak değil, kelimelerle oynayabilmek de değil. Bunu kendini garipsetmeden, akıcı bir şekilde doğal olarak yapabilmek. İşte Murat Menteş'in kelime cambazlığı. Bilim kurgu sınırlarına yaklaşan, hayalperest, kurgu bir öykü, havada uçuşmayıp insanın beynine kazınan sözler. Murat Menteş'in zekasını ve bilgisi ile birleşen karakterler derin, olaylar uçuk ama sürükleyici. Okuyor ve düşünüyor olmaktan zevk aldıran bir kitap. İlk okuduğum andan itibaren Chuck Palahniuk etkisi yarattı bende. Zaten tarzı ve düşünce biçimi de ona çok benziyor.

Murat Menteş, 2005 yılında yazmış bu kitabı. Biyografisinde daha önce neler yaptığı ile ilgili şu cümleler var. "Bisiklet tamiri ile uğraştı, sihirbazlık numaraları öğrendi, amatör boksörlük yaptı. " Yazmayan kısım ise dağlar kadar gazete ve kitap arşivi olan olan bir bilgi küpü. Kelimelerle ilişkisine kelime oyunu denmesine verdiği cevap anlatıyor her şeyi."Kelimeler nimettir, nimetle oyun olmaz"

" Bir erkeğin hayatında tesedüflerin toplamından fazla bir şey yoktur... Bir erkeğin hayatıda ses etmeyip pes ettiği anlar vardır..." Habip Hobo, Dublörün Dilemması

Yazı yazan, yazmak isteyen, zevkle okumak isteyen herkese hediye etmek istediğim bir kitap. Şiddetle tavsiye edilir.


Perşembe, Ocak 6

Günün Seçkisi #5 : Kitap - Tembel Ayaklanması


2007 yılında Kanat Atkaya bu kitap hakkında bir yazı yazdığında kesinlikle benlik bir kitap olduğunu anlamıştım. Ama kitaba yakışır bir kişilik olduğumdan üşenip almadım. Sonra bir arkadaşım sağolsun bana hediye etmişti. Tom Hodgkinson tarafından kaleme alınan Tembellik Ayaklanması: Yan Gelip Yatmanın Manifestosu, bugüne kadar kötülenmiş, hor görülmüş, ayıplanmış tembellik kavramının ne kadar ulvi bir olgu olduğunu anlatıyor. Tom Hodgkinson eski çağlardan bu yana kafamızda yer eden, "çalışmak iyidir yan gelip yatmak kötüdür" anlayışını çürütmek için elinden geleni yapmış. İyi ki de yapmış, biz tembellerin değerini anlayan biri ortaya çıkmış.  Gerçi Hodgkinson, tembelliği öven ilk yazar değil. Oscar Wilde ve Charles Baudelaire ile şair John Keats bu akımın ilk öncüleri ama bu alandaki en kapsamlı eser onukisi.Uyumanın güzelliğini, düş kurmanın değerini, molalarının faydasını anlatan Hodgkinson'un bu kitabı, Garfield Guide to Everything'ten sonra bana en çok ilham veren kitap oldu.

Kitap, özünde tembelliğe bir övgü olsa da çalışmaya değil, çalışkan görünmek uğruna dinip durmaya, kendi için değil başkaları için üretmeye karşı. Kitabın ana fikri "insan, gündelik yaşamla düşlerini bir arada tutabilir". Beni de ana fikrim aslında. Ama ne zaman kendimi tembel diye tanımlamasam, "hayır sen tembel değil çalışkansın, onca şeye yetişiyorsun" diyen bir sürü  insan var etrafımda. Ben de tekrarlıyorum hayatımı tembellik üzerine kurgulayarak tembellik yapmak için çalışıyorum. Tembel yaşamımı, gündüz hayallerimi sürdürürek de yapmam gerekenleri yapabiliyorum.